Panik Atak ve Panik Bozukluk Üzerine…

Panik Nedir?
Paniği anlamak için önce korkuyu anlamak gerekir. Korku her insanın yaşadığı tehlike anında ortaya çıkan otomatik bir alarm sistemidir. Bunu bir örnekle anlatmak gerekirse; yırtıcı bir hayvan olan aslanın üstünüze doğru koştuğunu düşünün ne yapardınız?

Beynimiz aslanın üstünüze gelişini algıladığı an, otonom sinir sistemi ve hipotalamus kişiyi hazır hale getirmek için ‘alarm’a geçer. Alarm durumunda vücudumuzda fizyolojik olarak birçok belirti ortaya çıkar. Gözbebekleri daha çok ışık almak için büyür. Tüm kaslar kasılır. El ve ayaklardan kan çekilir. Sindirim sisteminden kan çekilerek daha gerekli bölgelere gönderilir. Kalp, kan ihtiyacını gidermek için daha çok çalışır. Mide daha fazla asit salgılar, solunum hızı ve derinliği artar. Vücut terler. Kişiye bağlı olarak daha farklı belirtiler ve tepkiler (kusma, bayılma, uyuşma… )de ortaya çıkabilir.

Peki, gerçekte böyle bir tehlike olmadan bu yoğun korku belirtileri yaşanabilir mi?

Aslında en beklemediğiniz zamanda ortaya çıkıyor gibi gözüken, gerçekte tehdit unsuru olmaksızın vücudumuzda ortaya çıkan bu fizyolojik belirtiler aslında birer alarmdır.

PANİK ATAK; herhangi bir tehlike ya da tehdit unsuru olmaksızın, aniden başlayan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetlerine panik atak denir. Panik Atak, birdenbire başlar, giderek şiddetlenir ve şiddeti 10 dakika içinde, en yoğun düzeye çıkar, çoğu zaman 10-30 dakika, seyrek olarak da l saat kadar devam ettikten sonra kendiliğinden geçer. Atak sırasında kişiler kalp krizi ya da beyin kanaması geçirmekten, aklını yitirmekten, kontrolünü kaybetmekten korkar.

PANİK BOZUKLUK; Panik ataklarının aniden, beklenmedik zamanlarda ve tekrarlayarak oluşması ve en az 1 ay süreyle bu atakların tekrarlayacağı yönünde sürekli kaygı, atağın sonunda ölebileceği, delireceğine ilişkin kaygı duyma ya da ataklarla ilgili olarak bazı davranış değişiklikleri yapma şeklindeki bir hastalıktır.

Panik bozukluk, kaygı bozuklukları kategorisindeki bir psikolojik bozukluktur. DSM-IV’e göre panik bozuklukta yineleyen beklenmedik panik ataklar yaşanır ve ataklardan en az birini en az 1 ay süreyle aşağıdaki belirtilerden biri izler.

 

Panik Atak Belirtileri Nelerdir?

Panik atak sırasında şu semptomların en az dördü 10 dakika içinde en yüksek düzeyine ulaşır ve yoğun bir korku ya da rahatsızlığa neden olur:

1.Çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama ya da kalp hızında artma olması,

2.terleme, titreme ya da sarsılma,

3.nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma duyumları,

4.soluğun kesilmesi,

5.göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi,

6.bulantı ya da karın ağrısı,

7.baş dönmesi,

8.sersemlik hissi,

9.düşecekmiş gibi ya da bayılacakmış gibi olma,

10.derealizasyon (gerçekdışılık duyguları) ya da depersonalisazyon (benliğinden ayrılmış olma),

11.kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu, ölüm korkusu, uyuşma ya da karıncalanma duyumları,

12.üşüme, ürperme ya da ateş basmaları

Panik Atak, birdenbire başlar, giderek şiddetlenir ve şiddeti 10 dakika içinde, en yoğun düzeye çıkar, çoğu zaman 10-30 dakika, seyrek olarak da l saat kadar devam ettikten sonra kendiliğinden geçer. Panik ataklar herhangi bir işaret vermeden ortaya çıkabildiği gibi otomobil kullanmak gibi tetikleyici etkenlerle birlikte de ortaya çıkabilir. Belirli bir tetikleyici etkenle ilişkisi kurulamayan panik ataklar gevşeme hali, uyku gibi tehlikesiz görünen ve beklenmeyen durumlarda da ortaya çıkabilir.

Panik bozukluğun yaşam boyu görülme yaygınlığı erkekler için yaklaşık %2, kadınlar için ise %5′dir. Panik bozukluk genellikle erken yetişkinlik döneminde başlamakta ve stresli bir yaşam olayından ya da bir travmadan sonra ortaya çıkmaktadır.

Psikolojik faktörler, iş, okul, aile ve evlilik yaşamında zorluklar ya da önemli değişiklikler ile çevresel faktörler de panik bozukluğun ortaya çıkışı ile ilişkilidir.

Bazı kişiler bu gibi stresli durumlara diğerlerinden daha yoğun tepkiler verme eğilimindedirler. Bu belirli durumlar kişinin zihninde panik ataklar sırasında da mevcut olan belirtilerle ilişkilendirilir. Panik bozukluğu olan kişiler bu durumlar karşısında yaşadıkları fiziksel değişimleri abartılı olarak yorumlayıp bir atak başlangıcı olarak değerlendirebilirler. Örneğin, kalp çarpma hızındaki ufak bir değişikliği bir kalp krizi olarak algılayabilir ve soluğu ilk acil serviste alabilir.

Panik bozukluk tedavi edilmesi mümkün olan bir hastalıktır. İlaç kullanımı ve psikolojik müdahaleler başlıca tedavi yöntemleri arasındadır. Ancak rahatsızlığı olan kişinin öncelikle tedaviyi kabullenmesi ve rahatsızlığının psikolojik nedenlerden kaynaklandığına ikna olması gerekir. Bu özellikle terapiler için çok önemlidir.

İlaç kullanımı panik bozukluğunun tedavisinde belirli düzeyde başarı göstermiş yöntemlerden biridir. Panik bozukluğun ilaçla tedavisinde antidepresanlar ve anksiyolitiklerin etkililiği birçok araştırma tarafından desteklenmektedir.

Panik bozukluğun tedavisinde psikolojik müdahaleler oldukça etkilidir.

Panik bozukluk/panik atak tedavisinde en çok kullanılan terapi yöntemlerinin başında bilişsel davranışçı terapi gelmektedir. Bilişsel-davranışçı müdahaleler ile kişinin korkulan ancak aslında tehlikesiz olan durumlara karşı çoğunlukla bilinç dışında yer alan temel algı ve tutumlarının belirlenmesi ve değiştirilmesi amaçlanır. Bu müdahalelerde kişinin kademeli bir şekilde korkulan duruma maruz bırakılması ve kişinin korkularının gerçeklikle uyuşmadığını duygusal düzeyde öğrenmesi hedeflenir. Paniği tetikleyen iç uyarıcılara maruz bırakmayı içeren tedavilerde ise öncelikle kişinin terapi odasında planlı panik ataklar geçirmesi sağlanır. Örneğin kişinin panik atakları hiperventilasyonla tetikleniyorsa hızlı hızlı nefes alması veya baş dönmesi ile tetikleniyorsa kendi etrafında dönmesi istenir. Paniğin diğer belirtilerinin hissedilmeye başlanmasıyla kişi bunları güvenilir bir ortamda deneyimlemiş olur ve daha önce öğrenmiş olduğu baş etme yöntemlerini (gevşeme ve nefes egzersizleri gibi) deneyimlemiş olur. Bu deneyimler sayesinde panik bozukluğu olan kişi iç uyarıcıları kontrol kaybı ve panik olarak değil zararsız ve baş edilebilir olarak algılamaya başlar.

Panik bozukluk/panik atak tedavisinde sık kullanılan terapi yöntemlerinin bir diğeri de EMDR terapisidir. EMDR yani Eye Movement Desensitization and Reprocessing (Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) terapisinde amaç kişinin geçmişte yaşadığı anı ağlarına ulaşıp, içlerinden travmatik olanları yakalayıp kişiyi yaşadığı sorunların kaynağı ile yüzleştirip, kişiye yeni bir bakış açısı kazandırarak yaşadığı sorunlardan arındırmaktır.

Panik atak hastalarının en sık sorduğu sorduğu sorular arasında “bu hastalıktan kalp krizi/beyin kanaması geçirerek ölür müyüm?” sorusu gelmektedir.

Literatürde panik ataktan ölen olmamakla birlikte yaşam kalitenizi etkileyen, hayatınızı zora sokan panik atak hastalığından psikolog desteği ile kurtulmanız mümkündür.